"Yine dış bağımlılık, yine ithalat, yine tüketim ekonomisi peşinde sürüklenen daha düşük üretim. Bu yol bu ülkeye uymaz. Artık bu yolu değiştirmek gerekiyor" uyarısında bulunan Kahveci, yazısını şu satırlarla sürdürdü:
"Mesela bankacılık sistemimiz ve yatırımların finansman seçenekleri? Mevcut bankacılık sistemi üzerinden uzun vadeli büyük yatırım imkanı çok sınırlı kalmaktadır. Yatırım kredileri ve katma değer artışı modelleri için finansman modellerinin değiştirilmesi ve geliştirilmesi zaruridir. Aksi halde kredi ve tüketim ekseninde sıkışmaya devam ederiz.
Bankalar ipotekle kredi veriyor. İpotek demek, arsa demek. Yani kredi sistemimiz betonu zaten dolaylı destekliyor. Sonra da betondan şikayet ediyoruz.
Planlama zaten ortadan kalktı. Dün örneğini verdim: Perakende verimsizliği tüketim maliyeti olarak topluma yansıyor. Tarlada 1 lira olan ürün neden rafta 5-6 lira? Sistem kilitlendi... Aynı yerde 10 süpermarket ama hepsi zarar ediyor.
Kaynak bulmamız gerekiyor.
Hukuk, adalet ve sistem değişir de yabancı sermaye gelir beklentisi olmamalıdır. O ayrı bir kapı olabilir.
Özel sektörde sermaye kalmadı. Özel sektörün adeta canını çıkardık yeni vergilerle...
O zaman sermayeyi özel sektöre de bırakacak bir kamu küçülmesi gerekiyor. Bunun için uçakları, sarayları ve yönetim israfını bitirmek bir yol olabilir ama yetmez. Yönetim isafının bitirilmesi öncü örnek olur, ama büyük kaynak ihtiyacı için yeterli değildir.
Kaynak tesisi için toplumda çalışma seferberliği gerekiyor.
İşin özeti şudur: Türkiye ekonomik sorunların çözümünde tarihi değişimler yapmak zorundadır. Mesela gelir vergisini kişi başına değil, bakmakla yükümlü olduğu okuyan evlatlarının sayısı ile ödemek durumundadır.
Eğitimin kalitesi için zaten mutlak devrim niteliğinde değişimler gerekiyor.
Neden büyük değişimler gerektiğini az önce verdim: Yaşlanıyoruz...
Artık eski modellerle durumu idare edecek noktayı geçtik."