Garo Paylan’ın yanı
Rosenbergler için verilen idam kararı haklı mıydı haksız mıydı bugün beni hiç ilgilendirmiyor.
Casus muydular, biliyorlar mıydı sırları, vermişler miydi yoksa bir iftiranın kurbanı mı…
Artık sadece ölüler.
Elektrikli sandalyede sona erdi hayatları, sene 1953.
Melih Cevdet, bir şiir yazdı arkalarından.
“Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil, bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma”
Yitip giden insanların bıraktıkları miras ağır oluyor kalanlar için.
Biz de aşinayız mirasın ağırlığına, işte Osmanbey kaldırımları, çok geçmedi üstüden, 19 Ocak 2007.
“Güvercin tedirginliğinde” yaşıyordu.
Ürkmüştü, ürkütülmüştü, ürkütmüşlerdi.
Geriye, milyonların aktığı bir utanç töreni kaldı, sade bir cenaze merasimi değildi o.
Türklüğe hakaret, iftiralar, damardaki zehir…
Arkasından da söylemişlerdi önceleri ama devam edemediler.
Ürkek bir güvercin aşıladı milyonlara cesareti.
“Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma”
Hrant’ın sabahı geliyor aklıma, bildiğim kadarıyla at yarışı oynamaya çıkışı, habersiz her şeyden, masum, heyecanlı, idealist.
Nüfus memuruna göre Fırat, Ergenekon Caddesi, iki el silah sesi, o meşum günde, öğle vakti, güpegündüz.
Cuma gününde, Kırmızı Pazartesi.
“Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma”
Şimdi, bir başka Türkiyeli Ermeni, HDP milletvekili Garo Paylan hedef gösteriliyor.
Ama toplum unutmadı yaşadığı acıları, ses çıkarmamanın utancını.
Vicdanlı insanlar derhal ses verdiler: “Milletvekili Garo Paylan sadece fikirlerini dile getirdiği için nefret söylemiyle hedef gösterildi, düşmanlaştırıldı. Bu tür hedef göstermelerin yol açtığı facialara ve yıkımlara defalarca tanık olduk. Bu yüzden hep birlikte, bir kez daha vurguluyoruz: Garo Paylan yalnız değildir.”
Varsa eğer bir savaş, Rosenberglerin idam edilmesini kendi kalbinde hisseden şairlerin ülkesini isteyenlerle milletvekillerini tehdit edenlerin ülkesine dönüşmek isteyenler arasında.
Garo Paylan yalnız değildir.
Fikirlerini beğenmeyebilir, onunla taban tabana zıt düşünebilirsiniz ama bu önemli değil, tehdit edilen bir milletvekili var karşımızda, hedef gösteriyorlar, daha önce nelerin yaşandığı dün gibi aklımızda.
Ben, Garo Paylan’ı hak arama mücadelelerinin içinde bir aktivist olarak gördüm hep.
Hrant’ın cenaze arabasında da, Çağlayan’daki gazeteci yargılanmalarında da, Meclis kürsüsünde de barış diyen, darbelerin tümüne karşı çıkan, onurlu yaşamı, basın özgürlüğünü, biraradalığı savunan oldukça uzun boylu, temiz yüzlü, siyasetin çok çabuk ağarttığı sakallarının arasında her şeye rağmen gülümseyen, enseyi karartmayan bir milletvekili.
Katillere türkü yakılmayacak artık buralarda.
“Devlet dersinde öldürülenlerin” ardından şiirler yazılmayacak.
Kırmızı Pazartesilerimiz olmayacak bizim.
“Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma”
© Ahval Türkçe
Bu makale yazarın görüşlerini yansıtır. Ahval’in yayın politikası ve editoryal bakış açısı ile her zaman uyumlu olmak zorunda değildir.